Antalya Kaleiçi'nde Gizemli Tarih!
Kaleiçi'nin tarihi, mimarisi kadar zengin ve çeşitlidir. Bu bölgedeki birçok yapı 7 uygarlığın izlerini taşıyarak bu güne kadar gelmiştir. Eski şehrin kalbinde yer alan Alp Paşa, bir hazine sandığının anahtarı gibidir. Değerli zamanınız, otelimizin merkezi konumu ve tarihin içinde yapacağınız yürüyüşlerle daha da keyifli bir hale gelecek.
Unutmayın; buradaki tüm yollar sizi Antalya'nın gizemli tarihinde bir maceraya çıkaracak.
Alp Paşa'dan Roma dönemine ait büyük bir anıta yürüyün. Ya da birden fazla kültür görmüş ve adını minaresinden almış bir camii ziyaret edin. Kale duvarlarını keşfederek büyük bir heyacan ve gizemin içine de çekilebilirsiniz. Milattan sonra 2. yüzyıla ait binalar ve çağların gizemli katmanları altında, bilimin ışığında tek tek incelenecek arkeolojik alanlar. Evet bu büyük bir macera ve siz bu kadim şehrin gücüne tanık olmak için buradasınız.
Eski zamanların sırlarını ortaya çıkarmaya hazır mısınız?
Bu topraklar, krallar, korsanlar, medeniyetler, zaferler, hüzünler, felaketler ve mucizelere tanık oldu. İlk insanlar 40 bin yıl önce bu bölgede yaşamaya başladılar. Hititler, Trakyalılar, Yunanlılar, Lidyalılar vardı. Pamfilya, Likya, Kilikya, Pers, Büyük İskender, Selevkoslar ve Bergama orduları bu şehri fethetmek için savaştı. II. Attalus, hüküm sürdüğü MÖ 160-138 tarihleri arasında, daha sonra şehrin etrafına kurulduğu kalenin taş duvarlarını inşa etti. Böylece Attalia şehri ortaya çıkmaya başladı. Bu güzel coğrafi alan, Toros Dağları ile Akdeniz arasında iyi bir konuma sahipti. Zaman içinde şehir ticaretle zenginleşti ve herkes için son derece çekici bir merkeze dönüştü. Attalia, hem karadan hem de denizden Romalıların, Arapların ve hatta korsanların saldırısına uğradı.
Romalılar MÖ 133'te şehri ele geçirdi. Kaleiçi'ni kuranlar onlardı. Yüksek duvarlı ve kuleli bir liman inşa ettiler. Attalia XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu kontrolüne geçti ve o günden bugüne birçok medeniyetin mirasını yüzyıllarca taşıyarak geldi. Kaleiçi farklı kültürleri bünyesinde toplamıştır. Roma, Bizans ve geleneksel Osmanlı mimarisine ait yapılar, tarihin oluşturduğu doğal kolajlarla burada bir arada. Bazı yapılar bozulmamış bir görünüme sahip, bazılarının ise hala çözülmeyi bekleyen birçok bilmecesi mevcut. Burada gizemli tarihi ile üç önemli bölge öne çıkıyor: Hıdırlık Kulesi, Kesik Minareli Şehzade Korkut Camii ve korsanların istilasına uğramış güzeller güzeli Marina.
Hıdırlık Kulesi - Zamanın Ötesinde
Alp Paşa Konağına sadece 400 metre uzaklıkta II. yüzyıldan kalma bir Roma yapıtı. Deniz feneri, savunma kulesi ve mezar bölümleri gün yüzündedir. Özellikle mezar bölümü mozale detayları gizemini koruyor. Birçok ayrıntı, bunun bir Roma mozolesi olduğunu gösteriyor. Ama aynı zamanda çelişkiler de var. Kulenin bugün bilinen bölümleri 2015 yılında tamamen ortaya çıkarılmıştır. Öncesinde bazı bölümleri yer altındaydı. Burada halen kazı çalışmaları yapılıyor.
Mezar yapısı, antik Belevi'nin mozolesini ve Cecilia Metella'nın mezarını andırıyor. Bir konsolos veya aile buraya gömülmüş olabilir. Mozalenin ön alın kısmı Roma devlet adamlarını işaret eden simgeler taşıyor. Ancak o dönem yasaları gereği şehir surlarının içine gömülmesi yasak. Ve kule surların iç kısmındaydı. Kulenin Ön cephesi Hadrian Kapısı'na dönüktür. Asıl yapım amacı kuleyi denizden değil, şehrin içinden görmektir. Kule sayesinde savunma stratejilerini ve askeri lojistiği daha iyi organize etmek mümkün olmalıydı.
Hıdırlık Kulesi'ne yürürken, aklınızda binlerce yıl öncesine dair hikayeler canlanacak.
Şehzade Korkut Kesik Minare - Çağların Yangını
Otelimizden sadece 200 metre yürüyerek Hesapcı Caddesi'ndeki eski camiye ulaşabilirsiniz. MS II. yüzyılda Romalılar tarafından klasik bir tapınak olarak inşa edilmiştir. XII. yüzyılda Meryem Ana onuruna bir Bizans kilisesine dönüşmüştür. 13. yüzyılda Selçuklular yapıyı minareli bir camiye ve 1361'de Kıbrıs Kralı I. Peter burayı yeniden kiliseye çevirdi. Son olarak Şehzade Korkut binayı Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti ile yeniden camii haline getirmiştir.
Yapı yüzyıllar boyunca hayatta kalmış ancak 1896 yılındaki yangından kurtarılamamıştır. Bazı kısımlar ve minare yanmış böylece Kesik Minare ismini almıştır. Kesik "kırık" anlamında kullanılan bir halk tabiriydi çünkü uzun süre bu camii minaresinin en üst bölümünden yoksun yaşamaya devam etti.
2018 yılında minaresi ile beraber restore edilen camii hem iç hem de dış mimarisinde farklı kültürlerin izlerini taşımaktadır.
Tarihi Liman - Korsan Yuvası
Alp Paşa'dan tarihi limana 5 dakika süren bir yürüyüş. Bugün lüks yatları gördüğümüz limanımız önceleri bir korsanların bile faaliyet gösterdiği ünlü bir limandı. Romalılar anadolunun belli bolgelerinde devam eden savaşlarla meşguldü ve kıyı bölgelerine çok az dikkat edebildiler. Bu, Akdeniz'de korsanların yayılmasına ivme kazandırdı. Bu toprakları onlar da fethettiler ve bir dönem tam bir hüküm sürdürler. Toprakların efendisiydiler ve kaleleri üs olarak kullandılar. Attalia bir korsan şehri olmuştu. Kaleiçi'nin tarihi sur duvarlarında izleri fark edilir. Kaçakçılık, soygun, kölelik korsanların asıl işiydi ve şehri almak için de surları onlar dövmüştü.
Korsanlıkla mücadele bir asırdan fazla sürdü. Romalı komutan Gnaeus Pompey durumu değiştirmeyi başardı. Akdeniz'de devriye gezmek için bir filo yarattı. Korsanlar uzak koylara sürüldü ve Attalia kıyılarına huzur geri döndü.
Kisacik bir yürüyüşün ardından, tarihi limanımızın macerasını tüm yönleri ile hissedeceksiniz. Daha keşfedilecek büyük bir tarih ve binlerce zafer sizi bekliyor.
Tarihi yolculuklar icin yeni kapılar açmaya ve sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.