Antalya’nın Tarihi ve Kültürel Mirası Rehberi
Antalya,
zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle her yıl binlerce turisti
ağırlıyor. Bu rehberde, Antalya ve çevresindeki en önemli tarihi
ve kültürel alanları keşfetmeniz için pratik bilgiler sunuyoruz.
1.
Kaleiçi
Günümüz Antalya’sında İ.Ö. 2. yüzyıl
Attaleia’sının ve adı bilinmeyen önceki bir yerleşiminin
üzerine oturan bir “kaleiçi” vardır. Üç yanını kuşatan
Hellenistik-Roma kökenli surların kente geçit vermek için
aralandığı kuzeydoğu uçta, İmparatorun İ.S. 130’da kente
gelişleri onuruna yapılan üç kemerli bir Hadrian Kapısı’yla
girilir; bir Roma zamanı Serapis Tapınağı’ndan Panghai
Kilisesi’ne dönüşen ve sonunda Kesik Minaresi odaktadır; kare
taban üzerinde yuvarlak biten halkın Hıdırlık Kulesi olarak
bildiği anıtsal tapınak mezar ile öte uçta ölü denize ulaşır.
Nasıl
Gidilir: Antalya şehir merkezine yakın, yürüyüş veya
tramvay ile ulaşım mümkündür.
Ücret:
Kaleiçi'ne giriş ücretsizdir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Dar sokaklarda yürürken dikkatli olun ve tarihi yapıları koruyun.
2. Karatay
Medresesi ve Kaleiçi Etnografya Müzesi
Antalya-Kaleiçi’nde
bulunan Karatay Medresesi, 1250 yılında Celaleddin Karatay
tarafından inşa edilmiştir (bazı kaynaklarda Karadayı camiisi
ismi ile bilinmektedir). İki eyvanlı medreseler grubuna giren
Antalya Karatay Medresesi’nin günümüze gelen parçaları
arasında portalı, büyük eyvanın mihrabı ve giriş eyvanıdır.
Nişler ve mihraplarda işlenen süslü motifler oldukça dikkat
çekicidir.
Nasıl
Gidilir Kaleiçi'nden kolaylıkla ulaşılır.
Ücret: Karatay
Medresesine giriş ücretsizdir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Müze içerisinde fotoğraf çekimi sınırlı olabilir.
3.
Kaleiçi Etnografya Müzesi
Osmanlı
Dönemi’nden kalan iki tarihî konağın düzenlenmesiyle meydana
getirilen Antalya Etnografya Müzesi, kent merkezinin turistik
bölgesi Kaleiçi’nde bulunuyor. Bulunduğu konuma göre Alt ve Üst
Konak olarak ayrılan müzenin Alt Konak kısmında Türk-İslam
eserleri, Üst Konak kısmında ise Antalya halkının Osmanlı
Dönemi’ndeki günlük yaşamına dair objeler, canlandırmalar
eşliğinde sergileniyor. Alt Konak bölümünün ilk katında,
Kaleiçi’nde gerçekleştirilen kazılarda keşfedilmiş eserlerin
yanı sıra Aspendos Tiyatrosu’nun saray olarak kullanıldığı
Selçuklu Dönemi’ne ait çini parçalar sergileniyor. Osmanlı
eserleri arasında ise İznik, Kütahya ve Çanakkale gibi dönemin
seramik merkezlerinin üretimi olan parçalar ve el yapımı cam
ürünler mevcut. İkinci kat, Osmanlı Dönemi silahları ile diğer
günlük kullanım objeleri ve hat sanatı örneklerine ayrılmış
durumda. Canlandırmaların önemli yer kapladığı Üst Konak’ta,
Osmanlı Dönemi’nde Antalya’da ev yaşamı, farklı odalarda ve
döneme özgü eşyalar ile birlikte veriliyor. Yine Antalya
kültüründe önemli yeri olan Yörük yaşamı da canlandırmalarla
hayat buluyor. Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’ne ait kitabeler,
gülleleri ile birlikte toplar ve mezar taşları ise konakların
bahçesinde görülebilecek parçalar.
Nasıl
Gidilir: Kaleiçi'nden kolaylıkla ulaşılır.
Ücret:
Karatay Medresesine giriş ücretsizdir.
Dikkat Edilmesi
Gerekenler: Müze içerisinde fotoğraf çekimi sınırlı
olabilir.
4.
Yat Limanı
Helenistik
Dönem’de inşa edilen Kaleiçi Yat Limanı, yarım daire biçiminde
doğal bir liman olma özelliği taşıyor. Limanın girişi 110
metre genişliğinde. Dalgakıranların muhtemelen Helenistik
Dönem’de yapılan duvar kalıntılarının üzerine inşa edildiği
düşünülüyor. Geçmişte, liman girişinin her iki yanındaki
birer burç mevcut olup, bunlardan birinin deniz feneri olarak işlev
gördüğü sanılıyor. 1472 yılında, Papalık Donanması, Papalık
Armasını, dalgakıran burçları üzerine dikmiş ve şehrin
güvenliğini sağlamak amacıyla, burçların arasına gerilen
zinciri, ganimet olarak dönüşte yanına almış.
Nasıl
Gidilir Kaleiçi'nden yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Ücret:
ücretsizdir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler Yat Limanı'nda
dikkatli yürüyün ve denize atık atmayın.
5.
Hadrian Kapısı
Hadrian Kapısı veya Üçkapılar, 130 yılında Roma İmparatoru
Hadrianus'un Antalya'yı ziyareti onuruna, kenti çevreleyen sur
üzerinde inşa edilmiş anıtsal zafer takı. Her iki cephesinde
dörder mermer sütunun bulunduğu üç kemerli kapı ve yanlarında
bulunan iki kuleden oluşur. Kapının üst katı günümüze
ulaşamamıştır. 1882'de gün yüzüne çıkarılan kapının alt
katı ise 1959'da büyük bir restorasyondan geçirilerek aslında
uygun hâle getirilmiştir.
Nasıl
Gidilir Kaleiçi'nden yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Ücret:
ücretsizdir.
Dikkat
Edilmesi Gerekenler: Hadrian Kapısından geçerken dikkatli yürüyün.
6.
Yivli Minare
Yivli
Minare (Antalya Ulu Camii[1]), Antalya'daki ilk İslamî
yapılarındandır. 13. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Kaidesi
kesme taştandır. Gövde kısmı tuğla ve turkuvaz renkli
çinilerden yapılmıştır. 8 Yivlidir. Minare günümüzde Antalya
kentinin sembolü durumuna gelmiştir. Yüksekliği 38 metre olup 90
basamaklı merdiven ile çıkılmaktadır.Yivlerinden dolayı "Yivli
Minare" adı verilmiştir.
Nasıl
Gidilir Kaleiçi içinde bulunur, yürüyerek ulaşım
mümkündür.
Ücret: Ücretsiz ziyaret edilebilir.
Dikkat
Edilmesi Gerekenler: Tarihi alanlarda saygılı olun ve yapıları
koruyun.
7.
Kesik Minare
Kesik
Minare Cami, Türkiye'nin güneyinde, Antalya'nın Kaleiçi
bölgesinde bulunan ve Kırık Minare Camii, Korkut Cami veya Cumanın
Cami adları ile de bilinen camidir. slen MS 2. yüzyılda Roma
tapınağı olarak inşa edilmiş yapı, 7. yüzyılda, Meryem Ana
şerefine bir Bizans kilisesine dönüştürüldü, ancak 7. yüzyılda
Arap istilaları sırasında ağır hasar gördü. 9. yüzyılda
yeniden onarıldı. Kilise, Anadolu Selçuklu Devleti 13'üncü
yüzyılın başlarında Antalya'yı ele geçirdiğinde camiye
dönüştürüldü ve asıl minaresi eklendi. 1361'de Kıbrıs Haçlı
kralı Antalya'yı Selçuklulardan aldığında, yine Şehzade
Korkut'un yönetimi sırasında camiye dönüştürülmek üzere
tekrar kilise oldu. Caminin ana binası, bir yangında yıkıldı ve
1800'lerden bu yana minare Kesik Minare olarak varlığını
sürdürdü. 2019'daki yenileme sırasında, 123 yıldır eksik olan
üst külah ve şerefeler restore edilmiştir.
Nasıl
Gidilir Kaleiçi içinde
bulunur, yürüyerek ulaşım mümkündür.
Ücret:
Ücretsiz ziyaret edilebilir.
Dikkat
Edilmesi Gerekenler:
Tarihi alanlarda saygılı olun ve yapıları koruyun.
8.
Antalya Arkeoloji Müzesi
Antalya Müzesi, 1922 yılında,
Süleyman Fikri Erten tarafından Birinci Dünya Savaşı’ndan
sonra bölgeye gelen işgal güçlerinin yağmasından kurtarılan
eserlerin korunması amacıyla kurulmuştur. İlk olarak, Kaleiçi’nde
bulunan Alaaddin Camisi içinde, daha sonra ise Yivli Cami’de yer
alan Müze, 1972 yılında bugünkü binasına taşınmıştır.
Antalya Müzesi, bugün 30 bin metrekarelik bir alanda 14 sergi
salonu ile heykel ve değişik eserlerin sergilendiği açık hava
galerileri ve bahçeden oluşmaktadır. Antalya Bölgesi’nin
sınırları içerisinde yer alan üç antik kültür bölgesi olan
Likya, Pamfilya ve Pisidya’nın önemli bir bölümü Antalya
Müzesi’nin sorumluluk alanına girmektedir. Antalya Müzesi, bir
arkeoloji ve tarih müzesi olup aynı zamanda bölge müzesi olarak
da nitelendirilebilir. Koleksiyondaki eserlerin büyük bölümü
bölgede yapılan kazılardan elde edilmiştir. Salonlarda, Antalya
topraklarının binlerce yıllık geçmişini yansıtan, kronolojik
ve yer yer konularına göre sergilenen eserler görülebilir.
Özellikle Perge’de bulunan Roma Dönemi eserleriyle ve müze
kurtarma kazılarından ortaya çıkan ilginç ve ünik
buluntularıyla Antalya Müzesi, dünyanın en önemli müzeleri
arasında sayılmaktadır. Müze, 1988 yılında “Avrupa Konseyi
Yılın Müzesi” ödülüne layık görülmüştür.
Nasıl
Gidilir: Şehir merkezinden otobüs veya taksi ile
ulaşılabilir.
Ücret: 340 TL bir giriş ücreti
bulunmaktadır.
Dikkat Edilmesi Gerekenler: Eserlere
dokunmaktan kaçının ve sessizliği koruyun.
9.
Konyaaltı Plajı
Konyaaltı
Sahili, Lara Plajı ile birlikte Antalya'nın iki önemli sahilinden
biridir. Şehir merkezinin batısında, Konyaaltı ilçesinin Akdeniz
sahilindedir. Dünyanın en büyük tatlı su traverteni olan Antalya
Traverten Platosu'nun güneybatısında, falezlerin geriye çekildiği
Konyaaltı Varyantı'ndan Antalya limanına kadar uzanan 7 km
uzunluğundaki sahil, Konyaaltı plajıdır. Bu çakıllı sahilin;
4,5 km uzunluk, 70 m genişliğe sahip kısmı mavi bayrak sahibi
halk plajıdır.
Nasıl
Gidilir: Şehir merkezinden otobüs veya özel araç ile
ulaşabilirsiniz.
Ücret: Plajda ücretli ve ücretsiz bölümler
bulunmaktadır.
10. Aspendos Antik
Tiyatrosu
Aspendos
veya Belkıs, Antalya ili Serik ilçesinde bulunan Belkıs köyünde
yer alan antik tiyatrosuyla meşhur bir antik kenttir. Aspendos,
Serik ilçesinin 8 kilometre doğusunda, Köprüçayı'nın dağlık
bölgesinden düzlüğe ulaştığı yerde M.Ö. 10. yüzyılda
Akalar tarafından kurulmuş ve antik devrin mamur zengin
kentlerinden biridir. Buradaki tiyatro M.S. 2. yüzyılda Romalılar
tarafından inşa edilmiştir. Kent biri büyük, biri küçük iki
tepe üzerine kurulmuştur.
Nasıl Gidilir Şehir merkezinden
otobüs veya özel araç ile ulaşabilirsiniz. Aspendos'un en önemli
yapısı tiyatrosudur. Antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde
korunarak gelmiş bir açık hava tiyatrosudur. Bu tiyatro
Anadolu'daki Roma tiyatrolarının günümüze sahnesi ile ulaşabilen
en eski ve sağlam bir örneğidir. Mimarı Aspendos'lu Theodorus'un
oğlu Zenon'dur. Antonius Pius zamanında yapımına başlanmış
Marcus Aurelius zamanında tamamlanmıştır (138-164). Tiyatro,
kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuştur.
Ücret:
giriş ücreti 340 TL.
Dikkat Edilmesi Gerekenler: Aspendos'ta
yürüyen yollar kaygan olabilir, dikkatli olun.
11.
Perge Side ve Termessos Antik Şehirleri
Perge,
Antalya'nın 18 km doğusunda, Aksu ilçesi sınırları içinde
bulunan, bir zamanlar Pamfilya Bölgesine başkentlik yapmış antik
bir kenttir. Şehirdeki akropolisin Tunç Çağı döneminde
kurulduğu düşünülmektedir. Helenistik dönem boyunca şehir eski
dünya içerisindeki en zengin ve güzel şehirler arasında
sayılmaktadır.
Side,
Antalya ilinin Manavgat ilçesine bağlı mahalledir. "Side"
adı Anadolu dilinde "Nar" anlamına gelmektedir. Bu
özellik ve belgede bulunan bazı yazıtlardan elde edilen bilgiler
Side tarihinin Hititlere kadar uzandığını göstermektedir. Fakat
Anadolu'nun en eski yerleşim birimlerinden biri olan Side'nin MÖ 7.
yüzyıldan önce kurulduğu da söylenmektedir. Anadolu tarihleri
içerisinde Side, diğer Pamphylia kentleriyle aynı aşamaları
geçirmiştir. Yunanlar MÖ 7. yüzyıl göçler sırasında Side'ye
gelmişlerdir. Eldeki yazıtlara göre MÖ 3. yüzyıla değin de
kente özgü bir dil konuşmuşlardır. Hala tam olarak çözülemeyen
bu dil Hint-Avrupa dillerindendir. Side MÖ 6. yüzyılın ilk
yarısında Lidyalıların, MÖ 547-546'da da Perslerin egemenliğine
girmiştir. Pers yönetiminde gelişen kent, MÖ 334'te İskender'e
teslim olunmuştur.
Termessos,
Türkiye’nin en iyi korunmuş antik şehirlerindendir. Antalya’nın
30 kilometre kuzeybatısında, Korkuteli yolu üzerinde yer alır.
Deniz seviyesinden ortalama 1.150 metre yükseklikte, Güllük
Dağı’nın güneybatısında doğal bir platform üzerine
kurulmuştur. Birçok vahşi bitkinin arasında saklanmış ve sık
çam ormanlarıyla sınırlanmıştır. Termessos’un, huzur veren
ve el değmemiş görünümüyle diğer antik şehirlerden daha
farklı ve etkileyici bir havası vardır. Doğal ve tarihi
zenginliklerinden ötürü, şehir kendi adını taşıyan millî
park kapsamına alınmıştır.
Nasıl
Gidilir: Özel tur şirketleri veya özel araç ile ulaşılabilir.
Ücret:
Perge 200 TL, Side 350 TL, Termessos 70 TL giriş ücreti
bulunmaktadır.
Dikkat Edilmesi Gerekenler: Arkeolojik
alanlarda dikkatli hareket edin ve çevreyi koruyun.
12.
Olympos, Phasalis, Demre, Myra ve Kekova
Olimpos
antik kenti, Antalya'nın batısında Kumluca İlçesi Tahtalı
dağının 10 km kuzeyinde kalan Likya yerleşimidir. Antalya'ya 85,7
km. uzaklıkta, Caretta Caretta kaplumbağalarının yavrulama alanı
olduğundan sit alanı olarak korunan, genellikle üniversite
öğrencileri ve sırt çantalı turistlerin tercih ettiği bir tatil
mahallesidir.
Faselis ya da Phaselis, Likya'da bulunan antik bir Yunan ve Roma
şehri. Günümüz Kemer ilçesi yakınlarındadır. Faselis, tarihî
özelliklerinin yanında plajlarıyla bir deniz turizmi alanı işlevi
görmektedir.
Myra (Demre) her zaman Likya'nın en önemli şehirlerinden birisi
olarak bilinir. En erken sikkeler MÖ 3. yüzyıl tarihlenir. Fakat
şehrin en azından MÖ 5. yüzyılda kurulduğu tahmin edilmektedir.
Roma egemenliği döneminde Myra gelişmiş ve zenginleşmiş
şehirliler sivil projelere cömertçe para yardımında
bulunmuşlardır. Bugünkü Demre ilçe merkezi ve civarında yer
alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde
kurulmuştur. Myros Nehri'nin (Demre Çayı) batısındaki ulaşıma
elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı.
Kanalın diğer yanında yer alan Andriake (Çayağzı) Limanı'ndan
da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Myra
Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi
tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile
ünlüdür.
Kekova, (Likya dilinde: Dolichiste) Antalya ilinin Demre ilçesi
yakınlarında Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki küçük,
kayalık bir adadır. Kaynaklara çoğu kez "Kakava" diye
geçmiştir. 4.5 km²'lik yüzölçümü olmakla birlikte bu adada
kimse yaşamamaktadır. Üzerinde pansiyonlar ve kafeler bulunan ve
teknelerle ulaşım sağlanan kısım adanın karşı kıyısında,
anakaraya bağlı Kaleköy' dür.
Nasıl
Gidilir: Antalya merkezden araç kiralayarak veya tur şirketleriyle
ulaşım sağlanabilir.
Ücret: Olympos 90 TL, Phasalis 220 TL,
Demre 90 TL, Myra 30 TL, Kekova 90 TL.
Dikkat Edilmesi
Gerekenler: Doğal ve tarihi güzelliklerin korunmasına özen
gösterin.
13.
Kurşunlu Şelalesi
Kurşunlu Şelalesi, Antalya-Isparta karayolunun 24. km'nden sola
dönülerek 7 km devam edildiğinde ulaşılan bir şelaledir.
Kurşunlu Şelalesi'ne su 18 metre yükseklikten dökülmekte ve
küçük şelaleciklerle 7 adet küçük gölet birbirine
bağlanmaktadır. Kurşunlu Şelalesi 2 kilometrelik bir kanyonun
içinde kalmaktadır.
Nasıl Gidilir Şehir merkezinden otobüs veya özel araç ile
ulaşılabilir.
Ücret: 30 TL civarı giriş ücreti
bulunmaktadır.
Dikkat Edilmesi Gerekenler: Şelale çevresinde
yürürken dikkatli olun ve doğal yaşamı koruyun.
14.
Düden Şelalesi
Düden Şelalesi, Antalya şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre
uzaklıktadır. Kaynağını Kepez Hidroelektrik Santrali'nden alır
ve Düdenbaşı denilen noktada yeryüzüne çıkar. Düden Çayı
boyunca iki kola ayrılır. Antalya'ya yaklaşık 7 kilometre
uzaklıkta olan kolu Aşağı Düden (ya da Karpuzkaldıran Şelalesi)
ve Varsak'a 1 km uzaklıkta olan kolu Yukarı Düden Şelalesi'dir.
Her iki şelale de Akdeniz'e dökülür. Aşağı Düden Şelalesi,
Lara yakınlarında şehir merkezine 8 kilometre uzaklıktadır. Bu
bölümü yaklaşık 40 metrelik falezlerden denize dökülmektedir.
Çok yakınında Gençlik Parkı ve Karpuzkaldıran Askeri Tesisleri
bulunur.
Nasıl
Gidilir: Şehir merkezinden otobüs veya özel araç ile
ulaşılabilir.
Ücret: 20 TL
civarı giriş ücreti bulunmaktadır.
Dikkat Edilmesi
Gerekenler: Şelale çevresinde yürürken dikkatli olun ve doğal
yaşamı koruyun.
15. Manavgat Şelalesi
Manavgat
Şelalesi, Antalya'nın Manavgat ilçesinde, Manavgat Nehri üzerinde
bulunan bir şelaledir.
Antalya'ya
72 km mesafededir. Manavgat ilçesinin 3 km kuzeyinde bulunan ve
adını bu ilçeden alan şelale, ırmak sularının 3–4 m'lik bir
falezden düşmesiyle meydana gelir. Az bir yükseklikten dökülmesine
rağmen geniş bir alan üzerinde yüksek bir debiyle akar. Ayrıca
Manavgat Irmağını besleyen kaynaklardan en büyüğü olan karstik
Dumanlı kaynağı, Oymapınar barajı yapıldıktan sonra baraj gölü
içinde kalmıştır.Nasıl Gidilir Şehir merkezinden otobüs veya
özel araç ile
ulaşılabilir.
Nasıl
Gidilir: Şehir merkezinden otobüs veya özel araç ile
ulaşılabilir.
Ücret: 20 TL
civarı giriş ücreti bulunmaktadır.
Dikkat
Edilmesi Gerekenler: Şelale çevresinde yürürken dikkatli olun ve
doğal yaşamı koruyun.